Cumartesi, Aralık 03, 2005

Eşek Öldüren Güneşi

Farkında değilsin, kimse değil. Ben? Ben bile değilim. Olamadım. Hayatımın en güzel, hayatımın en karmaşık, hayatımın en özel günleri sanırım geçti seninle. Haz duydum farkında olmadan her anımdan, her bakışından, her nefesimden senin kokunla dolu... Şimdi sigara dumanını çekiyorum içime, odamda bulunması eskiden sıradan olan senin kokun yerine.

Bakıyorum siyah beyaz hayata, bir damla yaş birikiyor gözümün çukurunda, tereddütle akamıyor aşağı, biriken yaşın oluşturduğu pirizmada kırılıyor ölgün ışık, gözümün içinde sahte renklerden oluşturuyor bir gökküşağı. Aynen hayaller gibi, boşuna?

Şiirsel saçmalıklar dökülüyor ağzımdan, yere çarpıp zıplayarak vucuduma saplanıyor keskin kelime uçları, çünkü onları benden başka fark eden, anlayan yok.

Hayatım kendini tekrar edip duran bir çember, sen o çemberi kaplayan varaktaki* parıltı. Gözümü alıyorsun, gönlümü, benliğimi, beni...

Sen, ki sen değilsin artık, tırmanıyorsun merdivenleri, kapımın önündeki holde duruyorsun. Ayaklarının ucundaki beton kıpırdıyor, hareleniyor kırmızı, turuncu ,sarı ve mavi halkalarla. Halkalar yayılıyor apartmanda, renklendiriyor gri tonlarındaki tabanı, duvarları ve tavanı.

Merdivene koyuyorsun bir ayağını, dalgalanıyor tüm bina ritmik bir edayla, çözmeye başlıyorsun tüm gücüyle bacağını sarmış bağcıkları. Karıncalanıyor görüntü, kan basıncı artık had safada. Arkandaki duvarkağıdının ölü renkleri canlanıyor yavaş yavaş, bir orkide açılıyor bembeyaz taç yapraklarıyla, hemen altında birkaç papatya.

Şehvetli bir akdeniz kadını gibi kıvrılarak ulaşıyor kokun burnuma, iki cümle geçiyor aklımdan, "işte yine o, işte yine kadınım..." Tüm hayat canlanıyor, ilk bahar gibi yavaşça süzülüyorsun canımın çekirdeğine, çiçek açıyor, piç** veriyor yüreğim.

Sonra kar başlıyor aniden, bencil rüzgar tüm süratiyle yolculuğa çıkıyor yeniden, yol olarak kullandığı yüreğimi, yeni çıkan sürgünlerimi umursamadan bır çırpıda eziyor. Şimdi dağlanmış kalbim ve ben, kalan son filizlerimle sarılmaya çalışıyorum hayata, çünkü odamdasın, çünkü yanımdasın... Acaba gerçek mi tüm bunlar? Olmaz... Olamaz... Kurmuyorum ki!

* Varak = Altın, gümüş veya başka madenler dövülerek oluşturulan ince, parlak yaprak.
** Piç = (botanik) Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler.