Pazar, Kasım 15, 2009

1 2 3 .. 5 6 7 ..



içime bir şey girdi, dans edip duruyor, salsa.

bu kadar enerjiyi nereden buluyor hiç bilmiyorum, ama durmuyor, durmak istemiyor. bir gün gelip hiç dans etmiyor olmayı hayal edemiyorum, öyle bir gün neden gelecek, neden gelsin, düşünmek istemiyorum.

küçükken buz pateni yarışmalarını izlerdim gözümü ayırmadan. dans izleme şansım olsa onu da izlerdim herhalde. müzikle uyumlu ve estetik hareketler meselesi ilgimi çeken. izlerken onların yerinde olmak isterdim, aslında ne olduğunu bilmeden. bugün olsa, o zaman istediğimden kat kat fazla isterdim, yıllardır dans ediyor olurdum belki.

geç kalmak diye bir şey ne kadar var bilmiyorum, ölmeden dansa bulaşmış olduğuma mutluyum, ölmeden bir de garsonluk yapmam lazım daha. önüme gelene 'dene' demem de bundan. deneyip de sevilmeyecek bir hissiyat gibi gelmiyor, beceremediğini hissedip yılabilir insan olsa olsa. bu ihtimali de göze alıp denemek gerek, devam etmese de bilmek hissettirdiklerini.

ilerleyen aşamalarda empatiyi keşfediyor insan, gerekliliği şaşırtıcı düzeyde. amaca ulaşmayı nasıl kolaylaştırdığını görmemek elde değil. herhangi bir amaç için de benzeri bir kolaylaştırma yaratacağına kuşkusu kalmıyor insanın. tabi ortak bir amaç edinmek ve amaca giden yolu sevmek de lazım.

kendini kaptırıp başka bir dünya yaratıyorsun aslında. evet çok afili, pek sıradan, ve fakat napalım, durum bu. unutuyorsun geri kalanı, stres yok oluyor, yorgunluklar uçuyor.

elimden geleni yapabiliyorum sadece, elimden gelen yetmiyor, ama gelişim de enteresan. günlük hayatta yapmadığı şeyler yaptırıyorsun vücuduna, alışık olmadığı şeylere de zamanla alıştığını hayretle gözlemliyorsun. 37 kez dönen bünye hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edebiliyor.

bu kadarını tahmin etmiyordum doğrusu, bağımlığa mı dönüştü, bilmiyorum. bana normal geliyor. daha iyisini yapabilmeyi istiyorum. daha iyi şekilde yapılmayı hak ediyor çünkü. ve en iyisi yokken sonumu da pek göremiyorum.

bir gün herkes salsa yapacak dostlar, ertelemeye gerek yok.